Edebiyat, Eleştiri, Genel

Sevi Üzerine Söylemlerim

Sevi Üzerine Söylemlerim

Dikkat! Bu yazı olumlu eleştiri içerir, o yüzden okuyunuz. Tabii ki siz bilirsiniz.
Herkese merhaba ve umarım siz ve sevdikleriniz iyidir. Uzun zamandır toparlamaya çalıştığım yazımı bugün net olarak dökebildim yazıya, şimdi de sizlerle paylaşıyorum.

 

Askıda kalan olaylar, aşklar, ilişkiler ve arkadaşlıklar vardır. Ya da olmuş, bitmiş veya yaşanmış olaylardır.
Bu ortak yaşantılarımız ve duygularımız bizleri birbirine yakınlaştırırdı. Evet geçmiş zaman ile çekimledim. Hepimiz duygularımıza maskeler geçirmişiz. Herkes güçsüzlüğü olumsuz değerlendirir olmuş, ben güçlüyüm diye adeta haykırıyor. Ben de isterim senin güçlü olmanı ama güçsüzlük olumsuz değildir. Her duygunun yeteri kadar hissedilmesi taraftarıyım. Böylece tutarlı bireyler oluruz. Bireylerin duygu ve düşüncelerini umursamaz olmuşuz, insan dinlemez, bireyleri takmaz. Şahsen yazarken benim bile kulağım tırmalandı. İnsanları dinlemek ve onları anlamak ya da kendinizi anlatmak sizi büyütür, kalbinizi, ufkunuzu ve merhametinizi. Duygulara geçirilen ve benim en sevmediğim maske ise sevi'lerinize maske takmışsınız. Koşulsuz insan sevmez, illa şartlar öne sürer, ideal olana ulaşmak, mükemmeliyet diye kavram ortaya atmışsınız. O da yetmemiş sevi'yi tek bir odak haline getirmiş, odağın merkezi siz olmuşsunuz. Yani ben merkezci bireyler olmuşsunuz. Bencil sevi'lerinizle en çok kendinizi sevmişsiniz. Sanmayın ki bu bir hüsnü aşktır. Okuyunca kendinizde evet bu belki var diyorsanız durun birkaç dakika derim. Hayat duygu yönlendirici maskelerinizle kendinizi sınırlama ötesinde güzel. Bu sizin oluşturduğunuz bir bariyer bence. Ve o bariyer içsel yalnızlık, hüzün barındırıyor. Bırakın güçsüz kalın, bırakın ağlayın ama kendinize dikte etmeyin şöyle davranırsam güçlü görünürüm, böyle düşünürsem umursamaz algısı yaratırım. Düş be kardeşim, düş ya, düştükten sonra güç kazanırsınız. Gözyaşı döktüğümüz olaylar bile tecrübedir. Kimse hiç ağlamıcam veya tekrar düşmeyeceğim diyemiyorsa ve yine diyemeyen kişiler olarak karşınızdaki tarafından dinlenmeyi, değer görmeyi umursamıyorsanız size yapılanları unutun. Ve size yapılmayanı yapın. Şu sözü bir programda dinlemiştim: " İnsanoglu kendine yapılanı başkasına yaparsa yarım, kendisine yapılmayanı yaparsa tam olur."
Ben çok etkilendim bu sözden vesselam ağzınıza sağlık. Sevmeyi öğrenemedik, belki çok klişe ama klasik yeşilçam sahnesi bırakıcam sizlere. Hoşçakalın öpüldünüz.




4 Yorum

  • “Bireylerin duygu ve düşüncelerini umursamaz olmuşuz”
    Biz birbirimizin ağzından çıkanlara değer vermesek bu siteyi kurmazdık mesela değil mi @Seyyah?

    “Hayat duygu yönlendirici maskelerinizle kendinizi sınırlama ötesinde güzel”
    Ve bir araya geldiğimizde türlü saçmalıklara imza atmaz veya bazen o perdenin ötesine gidip muhayyel bir yaşamın izlerini takip ederken birbirimize keşfettiğimiz yeni yerlerden söz etmezdik…

    -Miş gibi davranmanın nedeni olan anlamsız sosyal kaygıların ve edinilmiş dertlerin zerresinin nefes alamadığı o neşeli günlerde hayatı keşfederken saptığımız her sokak, etten ve kemikten oluşan bedenimizin ızdırabından bizi koruyordu. Zaman elbet bunu sunacak, bizden ücretini alıyor şimdilerde. Ee bedelsiz olmuyor, bedava değil hiçbir şey.

    4 yıl önce
  • Kiraya vermişiz yaşantımızı, -mış gibi yaşıyoruz. Duygu yok, heyecan yok, ölmüşüz gömenimiz yok. Neyse o zaman içelim

    4 yıl önce
  • @machodolar iyi örneklerin için teşekkürler, geç cevabım için üzgünüm. Yazıyı genele vurmadım, mevcut örneklere kendimce değerlendirmede bulundum

    3 yıl önce
  • @Seyyah içmeye daha iyi bir sebep lazım

    3 yıl önce
  • Bi yoruma ne dersin ?

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir