Edebiyat, Eleştiri

Başlığı sonra atarım

Başlığı sonra atarım

Sen farkında dahi olmadan katettiğin o yollar çok tatlıdır. İlerlersin de yolundaki kimselerin düşündükleri senin aklının ucunda bile yer etmez ya hani işte o dik kafalılık duygunu söndürmelerine izin vermemek lazım. Bunu nasıl beceriyorlar peki? Seni soğutan, yavaşlatan ve dik kafalılığına takoz atanlar ne yapıyorda kendini bi anda soğumuş, yavaşlamış, ağırlaşmış buluyorsun? Oysaki sen aynı sensin, aynı kilodasın. İşte mesele tam burada senin problem diye kafana takmadığın siktir boktan şeyleri o sikimsonik insanlar problem diye önüne yığa yığa bi bakmışsın her ufak şey gözünde büyümüş de büyümüş, adım atmaktan korkar hale gelmişsin. Biz işte o orospu çocuklarını daha yolun başında siktir edecektik bilemedik. Şimdi tabi şöyle bi olayda var baştaki dik kafalılıktan soğuyup her siki dert edinmeyi de yaşayarak dibi gördük te geri nasıl çıkacağız? Bunu iki adımda yapacağız biladerim.

İlki – Farkındalık. Harbiden boka battığımızı kabul etmeliyiz. Sıradan bi et kütlesi sevmediğine katlanan, sevdiğine sevgisini gösteremeyen birisi olduğumuzu kabul edelim.

İkincisi – Terk etmek, salmak, siktir etmek, kavga etmek.. Çünkü bu adıma kadar insanlara nezaketle yaklaştın fakat nezaketin sınırını ayarlayamadığın için insanlar senin zayıf olduğunu düşündüler. Bu yüzden insanlarda gerçek seni tanımak için zahmette bulunmadılar, bulundularsa da onlara gerçek seni gösterebilecek konumda olmadın. -ki genelde o seni tanımaya yeltenmeleri- bir dalga geçme, saçma bi bilgi yarışı veya kibirden ortaya çıkan muhabbettir.

Şuan ben bu boktan çıkmaya çalışıyorum. Alayını sildim. Herkesle sıfırdan tanışmam gerek. Hatta silmediklerimle Merhaba Selçuk 😀 Merhaba Abdül hahah Herkese yeniden merhaba demem gerek çünkü zamanında neden selam dediğimi dahi hatırlamıyorum. Gönülden söylediğimi hatırlamıyorum. Gereksiz insanlara neden katlandığımı bilmiyorum onları bi siktirle göndermek varken. Seni en yakının dahi çekiyorsa bu girdaba ve yardım etmiyorsa onu da sileceksin o dakika. Belki kader farklı noktalarda varsa nasibinde zaten birleştirir. Daha büyük bir muhabbetle -ki bu da yıldızların ömürlerini doldurup süpernova şeklinde patlamasına kadar süregelen uzun bir süre.

İkinci adımdan sonraki en zor kısım sanırım boşluk. Bomboş, zifiri, kapkaranlık. Aklını boşaltman gereken anlar. Bu anlarda yapmadığım ama yapınca hayatta herşeyin düzene gireceği tavsiler listesi:
Alışkanlıklar: Her sabah yatağı topla,  Diş fırçala,  Saat 12'den önce uyu.
Yaşayış: yani yaşayış tarzına ne diem Carpe Diem  (Anı yaşa haha) Bay Evet olma, anı güzelleştir, güzel anları çoğalt, heyecanını geri kazan.




3 Yorum

  • Birilerinin bizi söndürmeleri hakkında münakaşa etmeden evvel, bizim halihazırda yanıp yanmadığımızı kontrol etmemiz gerek diye düşünüyorum.
    {
    string = yanıyorsak
    a = cayır cayır;
    b = sik kadar;
    If (“yanıyorsak = a, true);
    then = “sikgötlerini”;
    else (b = true);
    then = quit ()
    break
    }

    6 yıl önce
  • human {
    position: relative;
    width: 40em;
    height: 180em;
    }
    .heart {
    position: absolute;
    width: ocean;
    height: auto;
    }
    .yanma {
    position: kalp !important;
    color: red;
    animation-name: cayir-cayir;
    }

    @keyframe cayir-cayir {
    0% {background: tenrengi;}
    100% {background: red; }
    }



    6 yıl önce
  • Merhaba Abdül. Şey, ben 23 yaşındayım. Kozanlıyım. Konya’ da okudum. Resmi işsizim. Seninde bundan ortalama 2 yıl sonra olacağın gibi. Gezmeyi severim. Arabesk rapten nefret ederim. Arada yabancı parça dinlerim. Sorgulamayı severim ama düşüncelerimde sadece kendimce haklıyım. Dünyada yaşamak için nedenlerim sınırlı ancak nedenlerim kadar mutluyum. Kendimi tanıtmak istedim. Şey, bir dal Camel var mı aceba? İstersen ücreti mukabilinde. Sonuçta her şeyin bir fiyatı var. Birde kafanı ütüledim, kusura bakma.

    6 yıl önce
  • Bi yoruma ne dersin ?

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir