Bazen, birden fazla şeyi aynı anda düşündüğünüz oluyor mu? Peki, sonuçta beyniniz mi yoruluyor yoksa gerçekten içlerinden bir tanesine çözüm bulabiliyor musunuz?
Ağzına sağlık. Lakin bazı konularda sıkıntılar var gibi. Örneğin, bir hayalin sonucunda hüküm süren hükümdarlar yahut “devrim”cilerin bunu bir hayalin peşinde gittikleri için yaptıklarını düşünmüyorum. İdealler ve ülküler hayal kapsülüne sıkıştırılacak kadar küçük kavramlar değillerdir. Fakat anlatmak istediğin şeyin belli oluşu örneklerin abesliğini kapatıyor dolayısıyla sorun yok. Bir diğer husus ise, ki şu sıralar çok kıl olduğum bir durum, her önüne gelenin cesaret edip yazmaması gerektiği. Yazdığı şeyin içerisinde türlü anlam karmaşaları, imla hataları, tutarsızlıklar bulunabilecek insanların buna cesaret edişi kimi zaman önüne geçilmeyecek şekilde büyüyüp çoğalıyor. Bunun sonucunda Türk Edebiyatı adı altında gayet saçma sözüm ona eserler görüyoruz. Kitap satan kuruluşlara bakın ve Türk Edebiyatının şuan nerede olduğunu görün. Sanat elbette kişinin özgürce koşabileceği bir mecra. Fakat koşmanın bile bir üslubu vardır. Ben özgür bir insanım ve istediğim gibi koşarım, istersem kollarımı diğer insanların yaptığı gibi hiç hareket ettirmeden dahi koşarım diyemezsiniz. Şayet bunu yaparsanız normalden çok daha kısa sürede yorulabilirsiniz. Ayrıca 11:45 – 12:00 arasında söylemiş olduğun şeyler, iradesi kuvvetli olmayan bir insanın şayet gerçekten dediklerini yaparsa bir süre sonra gerçeklik algısının bozulmasına bile sebebiyet verebilir. Mutluluğu hayal kurarak yakalamaya çalışan insanlar, hayal güçlerini keskinleştiren maddelerin varlığını keşfettiklerinde tek yaptıkları oturmaktır. Oturmak insanların özgürlüklerini ellerinden alır. İnsanlar diğer hayvanlardan çok gelişmiş beyni, kavrayıcı başparmakları ve de hür oluşu sayesinde ayırt edilebilir. Hürriyet özgürlük şansına erişebilenlerin mevkiidir. Özgürlük, insanların düşlerini canlı tutan bir sözcüktür. Ne ifade ettiğini kimse açıklayamaz ama herkes anlar.
Aslında ideallerin ve ülkülerin temelinde bunun oluşabileceği, değişebileceği, uyum sağlayabileceği ya da faydalı olabileceği düşünceleri yatmaktadır. Bu düşüncelerin faaliyete geçirilmeden önceki düşsel sinema perdesindeki gösterimine hayal diyoruz. Yani benim bahsettiğim biraz da hayal kurmakla başlaması.
Aklınıza takılan bi kısım olduğunda bize ulaşmak için sosyal ağları ve emaili kullanabilirsiniz. Üye olabilirsiniz fakat yazar olmak için öncelikle editör onayı gereklidir.
Yazılarımız telif hakkına tabi olmakla birlikte her yazı yazarına aittir. Kopyalamak, kitap veya makalede kullanmak yazarın izni dışında yasaktır.
3 Yorum
Ağzına sağlık. Lakin bazı konularda sıkıntılar var gibi. Örneğin, bir hayalin sonucunda hüküm süren hükümdarlar yahut “devrim”cilerin bunu bir hayalin peşinde gittikleri için yaptıklarını düşünmüyorum. İdealler ve ülküler hayal kapsülüne sıkıştırılacak kadar küçük kavramlar değillerdir. Fakat anlatmak istediğin şeyin belli oluşu örneklerin abesliğini kapatıyor dolayısıyla sorun yok. Bir diğer husus ise, ki şu sıralar çok kıl olduğum bir durum, her önüne gelenin cesaret edip yazmaması gerektiği. Yazdığı şeyin içerisinde türlü anlam karmaşaları, imla hataları, tutarsızlıklar bulunabilecek insanların buna cesaret edişi kimi zaman önüne geçilmeyecek şekilde büyüyüp çoğalıyor. Bunun sonucunda Türk Edebiyatı adı altında gayet saçma sözüm ona eserler görüyoruz. Kitap satan kuruluşlara bakın ve Türk Edebiyatının şuan nerede olduğunu görün. Sanat elbette kişinin özgürce koşabileceği bir mecra. Fakat koşmanın bile bir üslubu vardır. Ben özgür bir insanım ve istediğim gibi koşarım, istersem kollarımı diğer insanların yaptığı gibi hiç hareket ettirmeden dahi koşarım diyemezsiniz. Şayet bunu yaparsanız normalden çok daha kısa sürede yorulabilirsiniz. Ayrıca 11:45 – 12:00 arasında söylemiş olduğun şeyler, iradesi kuvvetli olmayan bir insanın şayet gerçekten dediklerini yaparsa bir süre sonra gerçeklik algısının bozulmasına bile sebebiyet verebilir. Mutluluğu hayal kurarak yakalamaya çalışan insanlar, hayal güçlerini keskinleştiren maddelerin varlığını keşfettiklerinde tek yaptıkları oturmaktır. Oturmak insanların özgürlüklerini ellerinden alır. İnsanlar diğer hayvanlardan çok gelişmiş beyni, kavrayıcı başparmakları ve de hür oluşu sayesinde ayırt edilebilir. Hürriyet özgürlük şansına erişebilenlerin mevkiidir. Özgürlük, insanların düşlerini canlı tutan bir sözcüktür. Ne ifade ettiğini kimse açıklayamaz ama herkes anlar.
Aslında ideallerin ve ülkülerin temelinde bunun oluşabileceği, değişebileceği, uyum sağlayabileceği ya da faydalı olabileceği düşünceleri yatmaktadır. Bu düşüncelerin faaliyete geçirilmeden önceki düşsel sinema perdesindeki gösterimine hayal diyoruz. Yani benim bahsettiğim biraz da hayal kurmakla başlaması.
Yorumu gece yazmıştım. Şimdi düşününce daha mantıklı geldi. Devamını bekliyoruz Sir Muamma.