Tek bir siyah noktadan ibaret herşey, o siyah noktadan yaratılıp var oluyoruz, adı ister bing bang olsun yahut başka bir şey, dünyanın ortasına bırakılmışız işte tam da ortasına, hissetmekle dokunmakla duymakla başlayıp, gözlerimizi açmakla devam ediyoruz, bir adım atınca devamı geliyor istikametimizin, biz daha doğmadan adımızı koymuşlar, bundan haberimiz yok, sesleniyorsunuz ama kimse duymuyor, ben olsam adımı başka koyardım çok başka, geldiğimiz yerde her şeyi biliyoruz, ama burada unutturdunuz anımsıyor duyumsuyoruz sadece, anlık görüntüler geliyor gözümüze zihnimize, yürüyoruz herkes gibi zaman geçiriyoruz, yıllar yollar insanlar geliyor hikayeler geçiyor, geçmişe müdahale edemeyiz artık ama geleceğin soru işaretleri de çoğalıyor,ne varsa şu an da şimdi de, anı yaşamanın an da kalmanın ne demek olduğunu yıllar sonra anlıyoruz artı bir farkla.
Doğduğumuz andan itibaren konuşarak düşünerek yaşamımızı kendimiz tasarlıyoruz, tüm o hikayeler savaşlar hiroşima çernobil aydınlanma ya da tüm türevleri sen tasarladın insan, bundan haberimiz olsa böyle mi olmasını isterdik, delisin sen, şimdi ağzımdan kaçana kafamda tiyatro oynayanlara 3 kere daha prova yapın diyorum, şimdi ben neyim neymişim bundan sonra ne olacağım.
Dilimiz, dinimiz, ırkımız, mezhebimiz, rengimiz yok hiçbir şeyimiz yok, tek farklılığımız parmak izlerimiz, ya bize yazılanı okuyup oynuyoruz, ya da o kabuktan çıkmak için debeleniyoruz, defalarca aynı yolları yürüyoruz, farklı yollara tek adım atmaktan ödümüz kopuyor, lafa gelince hepimizin bir fikri vardır, dünyayı kurtarırız, sesimiz çıkar durmayız, bir yazılımcı oturup kod yazmıyor ki içimizde, şu özelliği de ekleyeyim demiyor, beynimizin yüzde yüzünü kullanıyormuşuz ama bana kalırsa yüzde birini bile kullanmaktan aciziz, körleşmişiz kendimize, bir kere geldin bir kere gideceksin, o yolun sonu çıkmaz sokak dön geri girilmez o yola, sayın insan biraz düşünmez misiniz ?
Bir rüyadan bir simülasyondan ibaret belki, ya da dünyada kalışımız bir saliseden daha kısa sürecek, kim bilir, sana otuz üç yıl, diğerine yetmiş bir gün, ötekine kırk, berikine on yedi gelebilir, oturmuşlar bizi izliyorlar deli gibi, bazen hayretle, bazen gülerek bence daha çok gülerek, hangimizi tutuyorlar hangimizi seçecekler kestirmek zor.
Dünyadan son bir uzay aracı çıktı boşlukta birleştiler gittiler el sallıyorlar ötesi yok kaldık burda artık dünyadan kaçış da mümkün değil, kara delik, başka dünya hikayelerinin inandırıcılığı da kalmadı, madem kaldık bu dünyada yapmadığım ne varsa yapacağım, yapmadığınız ne varsa yapın, bir şey yapmak istiyorsanız uyanın durmayın kalkın yapın zamanı yok başka zamanınız yok, sahi hep böyle yerde mi duracaksınız hiç havalanmadan, sınırlarınızı aşmadan, kanatlarınızı bulmadan.
Merkürden plütona teleferikle geçerken el sallayın bana ve orion yıldızına uzayda kaybolmadıysam henüz.
Görüşmek üzere.
5 Yorum
Şarkıcı Bergen vardı bilir misin? Hani suratına kezzap atmıştı adamın birisi.. Ha işte o adamın amk
Nasıl bilmem her haltı bilmek istemek gibi bi lanet huyum vardır, hiç küfür etmedim bilmem ama bazı insanlara da ağız dolusu etmek acayip yakışıyor. Bende carl von clausewitze etmek isterdim biri benim yerime etsin lütfen.
Carl Von Clausewitz’in arvadını sk.. ya da dur lan bu adam clausewitz motorunun ismine ilham olmuş o olmasa hearts of iron oynayamaz ilginç fantezilerimi gerçekleştiremezdim.
Bakıyorum da o lanet olası s*kinizi oraya buraya uzatıyorsunuz. Buradan ağzı bozuk seyyah tarantinoya sesleniyorum. Siz evet siz o kara mizah dolu entelektüel bakışlarınızın altında yatan cinsel içgüdülerinizin içerisinde her gün ayna karşısında s*kini sıvazlayan seyyah şenşakrak. Led zeplin nin kashmir parçası hakkında ne düşünüyorsunuz ?
Ne düşünecek, bir şey düşünmez o. Şarap içer (gazoz katılmış) sonra da kalkar oynar “aa ne kadar oryantalmış” diye.