Deneme & Hikaye

Mavi | 7

Mavi | 7

Mavi bir yıldızdan ışık yontuyorum her gece. Atlas gökten düşen her bir yıldızı alıp, insanlara armağan etmek istiyorum. Tıpkı yazdığım her cümleyi de, insanlara armağan etmek istediğim gibi. İnsan ruhuna temas eden hikayeler yazmaya ve fotoğraflar çekmeye çalışıyorum hep. Şunu merak ediyorum; Modern dünya “ruh ve bedeni”, ‘akıl ve kalbi’ ayrıştırma ve birbirinden ayırma gayreti gösterirken, ‘doğu’ neden bu denli birleştirmeye ve idrake meyyal. Doğu’nun kokusunun sindiği her bir unsur, bu denli derin, bu denli muzaffer olmak zorunda mı. Sahaftaki misafirhanede oturdum bunları düşünüyorum. Rüzgarla kitap  ve ıhlamur kokusu geldi. Burdan da bir şiir çıkar mı dedim kendi kendime. Çıkardı belki ama ben şiir yazamıyorum hiç. Birisi bana ‘ sen şiir yazamazsın, ama yazdırırsın ‘ demişti aklıma o geldi bi an da. Fonda da Cem Karaca ne güzel anlatıyor ‘Sevdaaa baştann gitmiyorrr sarılıpp yatmayıncaaa ‘ diye ve devam ediyor plak dönmeye. Karalamaya devam ediyorum. Biz seviyoruz şarkıları, şiirleri, hikayeleri o yüzden değil mi ki büyüdük mistik aşk hikayeleriyle. Hikayesi olan insanları seviyoruz biz. Alıp bağrımıza basıyoruz. Biz dediysem sen anla. Biz doğulular, batının tam kalbinde ikamet eden. Giritteyken kalbimiz Afganistandadır. Ülkemizde iken, ruhumuz Pakistanda ve İranda. Halepteyizdir, bir gün Ürdünde, diğer gün Yemende. Şiir karalarız bedestenin kalbinde otururken, seviyorum diyemeyiz de resmini çizeriz sevdiğimizin. Züleyha daha derindi, Yusuf’un düştüğü kuyudan deriz bazen. Bazen de Leyla daha deliydi, ama aşkından kendini çöle atan Mecnun oldu deriz. Değil mi ki barutun icadından önce öğrendik biz sevmeyi. Biz ki aşkın bütün çağlarından geliyoruz, bin yıldır koşarak atlarla. Asyada bir alemdar çadırında. Bende bi kaç cümle bırakmak istiyorum buraya. Zerh düşüyorum dipnotlara. Bak yıldız tozları var hala ellerimde, yazgıma taa ezelden yazılmıştın kuşların kanadında. Şimdi senin şiir olmanla, benim bunları yazmam aynı şey mi. Adın diyorum, burada yerleşik hayata geçiyor bak limon yaprakları, senden bahsedince. Vaha oluyorum, yezidin kınında Kerbelada bir gün. Oysa Kavimler göçüne giderken, sağa sola sapmadan aşkı sende bulan bendim başka bir zamanda. Yağmurla, suyla, acıyla, aşkla diyorum. Yağmur kırıntıları arıyorum durmadan. Kanmadan suya, yanmadan susacak kadar sana.




Bi yoruma ne dersin ?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir