Edebiyat

Matrak Muhabbet

Matrak Muhabbet

Mütemadiyen seviyoruz insanları. Mesela, kahve molasında onu, bir çay arasında seni. Mütemadiyen, kalbimiz var aslında zaman zaman ağlayan zaman zaman gülen, bazen hiç sevmeyen bazen de sel olup taşan nevrotik bir ruhtan bahsediyorum.

Farz et ki göklerde bir kuş olup uçuyorsun, sen bunu düşünürken özgür olduğunu mu düşünüyorsun? Ya da düşün ki bir uçurtmasın, özgür olduğunu mu sanıyorsun? Göklerin kanadı olduğunda suya hasret, uçurtma olduğunda küçük bir çocuğun minicik ellerine emanetsin.

Atomu parçalayalım hadi. İçinden ne çıkacak? Bomba? Acı, gözyaşı, nefret? Hayır içinden arabesk bir ben çıkacağına inanıyorum. Bilim parçalayamaz bendeki atomları. Parçalasa parçalasa Müslüm Baba parçalar. Bir dem alır ellere verir, bir rüzgar olur bana getirir, yani içimde ne varsa beni ben eden, var eden ne varsa, bir çay tabağının üstünde, bir çay kaşığını çepeçevre saran bardakta var. Hem de şekersiz.

Düşün bakalım nefes alıp verirken duvardaki saatin tık tıklayışını. Durdurabilecek misin? Evet durdu. Bravo sana. Senin gözlerinin daldığı yerde, kulaklarının dolduğu yerde, gözlerinin küstüğü yerde durdu. Dururken de içinden bir ruh parçası alıp engin denizlerde boğdu. Bırak zamana hükmetme eksantrikliğini ya da astral gezinti seyahatnamelerini. İşimize gücümüze bakalım.

Şimdi bunları okurken de aman ya diyeceksin ne romantik romantik sayha atıyorsun bize( :/ ). Atmıyorum dostum. Aslında bir felsefeden bahsediyorum ben. Dualist bir felsefeden. Dünyanın iki kutup olduğundan. ‘’Bana katılanlar.’’ ‘’Bana katılmayanlar. ’’ ( 🙂 ).

Evet size katılanlar bahsettiğim o sizin gibi olanlardır, sevdikleriniz. Ama biz çok iyi insanlarız değil mi? O zaman diğerleri de kötü olsa gerek. Kendimize sıfat takıyoruz ‘’iyiyiz’’ diyoruz ve bize karşı olan herkesi ‘’kötü’’ addediyoruz. Çok ayıp. Egoist misin ya?

Kendinizi sevin arkadaşlar, benim gibi olmayın. Nefretten maraz doğar marazdan bela çıkar. Söylediklerime de takılmayın. Mahallede beni deli diye anarlar.

Şimdi bir veda etmek gerek ama nasıl yapsam bilemedim? Ha tamam evreka evreka !!

Bahar da gelmişken libidolar da artmışken 60ların hippi kuşağı gibi ‘’amorem, non bellum.’’ (Lütfen sağa sola çekiştirme yapmayınız. En safi ve deruni duygularımla söylemiş bulunmaktayım.)

Kendinize cici bakmanız ümidiyle sizleri en kalbi dileklerimle bağrıma basarak selamlıyorum. Bye bye.




1 Yorum

  • İşin güzel yanı bu hepimiz bildiğimiz konularda yazdığımız yazılarla herkesi büyüleriz ama iş kendimizden yola çıkarak başladığımız yazılara gelince cümlelerimiz hep bir heyecan dolu muamma dolu.
    Her paragrafta farklı bir tema var sanki 6 konu birden işlenmiş gibi ikinci kez okumamda hepsini çözebildim ve çerçeveyi yakaladım. İlk paragraf romantik, ikincide özgürlük, üçüncüde arabesk bir karakter, dördüncü de ruh, beşincide kutuplar ve altıncıda veda.

    5 yıl önce
  • Bi yoruma ne dersin ?

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir