Genel

Çetrefilli Çelişki “intihar”

Çetrefilli Çelişki “intihar”

Akacağından emin olamadığım bir damar,
Tutacağımdan emin olamadığım bir sır.
Gecenin beyazlığı ve gündüzün karanlığı…
Köhne bir köşe ve yüzümün kırışıklığı.
Bulantıları ne durdurur hıçkırıklarımın,
Dayanamadığım yürek bulantılarını…
Güz yapraklarının gürültülü hışırtısı
Kulaklarıma fısıldayan sara nöbetleri…
Aklımı ne durdurur keşke bilsem,
Dayanamadığım kendi aklımı…
Kimim ben?
Kimsin sen?
Kimiz biz?
Kırlangıcın gagasından kurtulan
Küçük bir göl balığının sevinç çığlığı mı?
Hırkasını kefen bellemiş
Şu kaçkın dervişlerin dilendiği bir kıssa mı?
Belki koca bir var,
Belki koca bir hiç,

Çırılçıplak bir el uzanıyor geceleyin
Tırnaksız ve etsiz,
Tutuyor yüreğimden.
Ki yüreğim kansız ve damarsızdır benim.
Eyüp’ün sabrından haber vermezse kurtçuklar,
Bir cinnet fışkıracak beynime ve gözlerime,
Yürüyecek kireç taşından tepelerin
Hiç bilmediği bir serkeşliğine.
Bir el ki
Beni kızmış ateşler içinde sürüklemekte.

Şairdim ya? Ben.
Anlatmak için türlü sebeplerle,
Çıldırıyorum ıkınarak tüm düşüncelerimi.
Ne ilkbahar kokulu meydanlar
Ne de insanlar,
Hani şu şirin ve tatlı olanlar…
Nasıl sezebilecekler attığım taşın suda dalgasını,
Kırdığım odunun sızlayan yerini.
Yanlarımda ve boşluklarımda
Hiç görmediğim morluklar taşıtıyor bana,
amonyak kokan yastığım.
Sessizliğin şerefini çiğneyeceğim
Tek bir an biliyorum,
Zıpkın gibi fırlayarak karanlıktan:
İntihar!
İntihar, boynumda asılı sanki,
Alnımda yazılı bir damga.
Doğmuş olmanın sakıncasıdır belki,
Bu kadar çaresizlik ve çetrefillik.
Evet, intihar gözlerimi sallandırarak uykuya,
Yerden ve gökten asil haykırışlarla.




Bi yoruma ne dersin ?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir