Edebiyat, Kurgu

Toplayalım Bavulları Ruhum

Toplayalım Bavulları Ruhum

Gidesim var kendimden
Kendimi sevmediğim için değil
Bedenimi beğenmediğim için değil
Düşüncelerimden,karakterimden memnun olmadığım için değil.
Her gün uyandığım evde, ailemle mutlu olmadığım için değil sadece katlanmak zorunda olduğum insanlar yüzünden, katlanamayışım yüzünden.
Bazen iletişimim o kadar zorlaşıyor ki farklı bireylerle, bu iletişimsizlik gitme isteğimi yaratan, bu bireylerin boş gayelerini,boş emellerini, boş muhabbetlerini anlayamamak ve katlanamamaktır. Neden mi artık çok az insan ben devlete nasıl yardımcı olurum diyor,kalan diğer güruh ise devletten nasıl yararlanırım? İnanır mısınız, bilmediğim sosyal yardımlar olduğunu öğrendim, bu meslekten yani olmama rağmen. Unutmayın herkes eksiktir illaki bir yönüyle( fiziksel de olabilir, fiziksel olmayabilir de). Yapmayın bu kadar eksiklerinizi büyütmeyin. Diyerekten konuyu şuraya bağlamak istiyorum geçişim biraz sert olacak ama bu mesaji burada vermek gerektiğini düşündüğümden "eksiklerinizi büyütmeyin," dedim. Ben "bireysellik" daha açıklayıcı olarak bireyi suçlayan anlayıştan yana tarafım. Örneklendirmek gerekirse çalışmadığın için hayatını idame ettiremeyecek durumda olmak yani çalışmamak bireyin bir suçudur tabii istisnai, bireyin kaza veya doğuştan sahip olduğu engelleri buna dahil edemeyiz. Örneklere devam ediyorum, bizim kurnaz komşu SYDV'de(Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı) işe girdi. Bu adamın 4 çocuğu var hane toplam 6 kişi. Neden kurnaz dediğime gelirsek adam SYDV'nin dağıttığı kömürlerden hak sahibi olmadığı halde iltimasla evine kömür getirebiliyor. Kusura bakma o dört çocuğu yapmak gelirin elvermiyorsa yani iki çocuktan sonrası günümüz ekonomik koşullarında senin suçun. Eleştirdiğim bireyler her açıdan akli dengeleri yerinde olan, hayati tecrübeleri yüksek ve kendini yetiştirebilme imkanına sahip ve yetiştirilebilen kimselerdir. Şimdi örneklerin en bombasına geliyorum. Bir tanıdığımın yakın zamanda engelli bir bebeği oldu. Çocuğumuz ayak bileğinden sonrasını hissetmiyor. Bu çocuğun annesi yanımda diyor ki bakım parası alacağım. Ve ben ona şunu söyledim:" sen çalışmıyorsun, evdesin, evdede bir işin yok, çocuğuna bakabilirsin buna engel bir durumun yok dedim ve devam ettim annelik para ile yapılacak bir şey değildir," diyerek bu konuşmayı kapattım. Bakım parasının neden verildiğini açıkladım. İnanabiliyor musunuz çocuğuna bakmak için para alacak ve devlet bu para yardımını neden veriyor ondan bile habersiz fakat bir bakım parası varmış diyor. Bence sen anne değilsin bu çok net. Ve böyle düşündüğün yani bakım parası almayı istediğin için sen suçlusun. Kimi okuyucu bunu okuduğunda şunu diyebilir, eğitim seviyesi olarak bu bireylerden farklılıklarımız var bu bir çok şeyi değiştirir, yoksulluk kültürü bir sebeptir. Evet bunlar bu bireyin böyle düşünme sebepleri olabilir ama ben bunu kabul edemiyorum. Herkesin aklını gayet mantıklı kullanabildiğini gördükten sonra ve bu bireylerin sözde dindar olduklarını gördükten sonra kabul edemiyorum. Hayat herkesi farklı farklı sınarken bunlara şahit olmak bir hayli güzel ama yine de çoğunlukla düşüncelerimi de, kendimi de bir kenara koyup ruhumla bir yolculuğa çıkmak istiyorum. Bazı darbelerde incinen, temiz ve naif ruhumla. Nerelere gitmek isterdim diye düşünüyorum. Hindistan mesela Taç Mahal o kadar uzağa gitmeyip de bir İstanbul bile olur, Kız Kulesi, Topkapı Sarayı, belki de bir Afrika kabilesine giderim kim bilir, iletişim kuramam orası ayrı. Düşünmeden geçireceğim zamanlara, özlem duyacağım vakitlere, kitap okuyacağım daha çok zamana ihtiyacım var ve çok çok gülümsemeye…




Bi yoruma ne dersin ?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir